1-10 Haziran Norveç-Oslo

1-10 Haziran Norveç-Oslo

1 Yıl Önce

Merhaba, ben Betül Atar. 1-10 Haziranda Norveç-Oslo’ daki projeye dahil oldum ve proje konumuz ‘No Hate’ idi. İlk projemdi ve bu yüzden çok heyecanlıydım ama her şey tahminimden çok daha güzel geçti. Anlatmaya yolculuğumuzdan başlamak istiyorum. Önce Bandırma’ dan 13 saatlik otobüs yolculuğumla Ege turu yaparak Antalya’ ya gittim ve orda Türk ekibinin bir kısmıyla buluştuk. 7 kişiydik. Sonra hepimiz Antalya Havalimanından Stockholm’ e yani Arlanda Havalimanına uçtuk. Antalya Havalimanında bir Türk abimize denk geldik uçakta hepimizin yan yana oturmasını sağladı yani hayatım boyunca bu anımızı unutmayacağım çünkü çok ilginçti. Sanki otobüste yer değiştiriyormuş gibi uçakta koltuklarımız değişmişti ve çok da güzel oldu. Yolculuk boyunca yan yanaydık. Arlanda Havalimanına da vardık. Hayatımda ilk defa havalimanında uyudum ve mükemmel bir deneyimdi. Havalimanını da baştan sona gezme fırsatımız oldu. Sabah olunca da şehir merkezine gitmek için iki katlı tur otobüsüne bindik. Panaroma yani ikinci katındaki en ön koltukları satın aldığımız için manzara keyfi yaparak merkeze gittik. Bu otobüs işini önceden planlamıştık. Bu otobüs sayesinde kısa çaplı bir İsveç turumuz başlamış oldu. Yol boyunca birçok güzel manzaraya şahitlik ettik ve şehir merkezine vardık ve içimiz kıpır kıpırdı. Hatta bu hallerimizi videoya almıştım bakıp bakıp hatırlayayım diye. Rahat gezebilmek için valizlerimizi dolaplara koyduk. Yanımızda da evden bir sürü yiyecek getirmiştik çünkü gezerken mola verip yeriz diye düşündük. Gerçekten de yanımızda yiyeceklerimiz olduğu için Stockholm’ de denizin kenarında çok güzel bir piknik havası oluşturduk. Böylece her yer bizim için restoran olabiliyordu yani bu çok iyi fikirdi. Yemeklerimizi yedikten sonra 2 farklı müze gezdik. Birisi National Museum diğeri de Moderna Museet’ ti. Müzeler birbirinden güzellerdi. Özellikle Moderna Museet’ te camın üstünde yürüyerek müzenin bir bölümü geziliyordu ve camda yürüyerek müzenin bir kısmını gezdik. Old Town’ ı da baştan sona yürüdük. The Stockholm Palace’ ye de uğradık ve birbirinden güzel müzikler dinledik. Bando takımları bir harikaydı. Yaklaşık bir saat boyunca onları dinledik. Keşke her gün dinleme fırsatım olsa. Ardından Norveç’ e gitme zamanımız gelmişti ve hayatımda ilk defa otobüsle ülke değiştirecektim. O anki heyecanımı anlatamam. Anlatılmaz yaşanır tabirini yaşadım. Gece bindik ve yaklaşık 13 saat sonra Oslo’ ya vardık. Oslo’ da diğer Türk grubundakilerle de buluştuk. Orda da birçok Türk bize yardım etti hatta bedava yemek ısmarladılar. Hepimiz çok mutlu olduk bu duruma. Oslodan da mükemmel manzaralar ve sohbet eşliğinde trenle Hamar’ a geçtik. Hamar’ a vardığımızda da tesadüfen Almanya grubuyla karşılaştık. Sonra da arabayla Gasbu’ ya gittik ve evimize vardık. Asıl heyecanım eve varıca başladı. Çünkü o evin verdiği hava da bambaşkaydı… Ormanın içinde doğayla baş başa olmak gerçekten tarif edilemez bir duyguydu benim için. Projenin ilk gününde tanışma etkinlikleri yaptık ve çok eğlenceliydi. O zamanları çok özlüyorum. Sonra No Hate konusu üzerine herkese bir alt başlık verildi. Bize göçmenler verilmişti. Kimisine sosyal medya ayrımcılığı gibi konular dağıtılmıştı. Hepimiz çözümlerimizi tartıştık ve güzel bir sunum hazırladık. Herkes sırayla konusuyla ilgili çözümlerini anlattı. Gerçekten çok faydalı çözümler bulduğumuzu fark ettim o anlarda. Kültür gecelerimiz ayrı bir eğlenceliydi çünkü birbirimize kendi ülkelerimizin yöresel oyunlarını da öğrettik. Bu kadar keyif verici şey çok azdır arkadaşlar çünkü 50 kişi gülüp eğlenerek öğreniyorsunuz. Bu tür etkinlikler bu tür ortamlarda çok keyifli oluyor hakikaten. Almanya grubu yüz boyama etkinliği yaptı, Litvanya grubu bize bileklik dağıttı ve bilekliği hala takıyorum. Sonra her grup ülkesiyle ilgili sorular hazırlamıştı ve kazanan gruba hediyeler verildi. Bizim sorular yarışmamızı Hırvatistan grubu kazanmıştı ve mesela biz onlara pişmaniye hediye etmiştik. Başka etkinlikler de oldu. No Hate ile ilgili kendimiz bir konu bulup onu kısa film hazırlayarak anlattık. Sonra bu filmlerin Oscar gecesi oldu. Oscar gecesi efsane güzel geçti. Ödüller dağıtıldı, danslar edildi, birçok fotoğraf çekildi. Bizim grubumuz Oscar’ da üçüncülük ödülünü kazandı. Konumuz da sosyal medyadaki paylaşımlara karşı yapılan nefreti anlatmıştık. Bu etkinlik günümüzden sonra da dağ yürüyüşü günümüze sıra geldi. Bu günümüz de ayrı bir macera doluydu. Sabah 10’ da başladık yürümeye ve akşam 5 gibi eve vardık. O zaman aralığında da göle girip yüzdük ve hatta kayığa bindik. Cennete gibi hissettiğim dakikalardı gerçekten. Norveç’ te gölde yüzmek hayatımda kaç kere daha deneyimleyebilirim bilmiyorum ama tekrarlamayı çok istiyorum. Yürüyüş günümüzün gecesinde de Türk gecemiz vardı. Türkiye’ den çiğköfte malzemelerimizi alıp Norveç’ e getirmiştik çünkü herkese taze çiğköfte yapalım istedik. Gerçekten de öyle oldu. Halay ve türkü eşliğinde çiğköfte yaptık herkes de çok beğendi. Bu duruma çok mutlu olduk. Onlara türk halayını falan en başta göstermiştik bu yüzden gece boyunca halay çekip eğlendik. Derken son gün yaklaşıyordu ve son günün gelmesini hiçbirimiz istemiyorduk çünkü hepimiz birbirimize çok alışmıştık ve gitmek istemiyorduk. Son gün tekrar çok sevdiğimiz ağaç eve çıktık ve bi baktık herkes ismini hatıra olarak yazmıştı. Çok duygulandım onların isimlerini orda görünce çünkü onlar bizden önce gitmişlerdi. Onlar gitmeden önce vedalaşırken arkadaşlarımla birlikte sarılıp ağladık. Çünkü 10 boyunca bir arada durduk ve aile gibiydik artık. Dönüşümüzde de Romanya grubundan birkaç kişiyle Hamar’ dan Oslo’ ya geçtik. Oslo’ daki bedava yemek festivaline katıldık. Sonra da sokak lezzetlerini deneme fırsatımız oldu. Ve benim için en heyecan verici kısma geliyorum şimdi. Munch Museum’ a gittik ve Çığlık Tablosu’ nu gördük. Müzede hafif müzikler eşliğinde uyuma alanı bile vardı. İsveç ve Norveç kısa zamanda da olsa hayatıma çok şey kattı ve bu anılar projedeki güzel insanlarla birlikte daha da unutulmaz oldu benim için. Hepsini çok seviyorum ve hala arkadaşlığımız çoğu kişiyle de devam ediyor. Ve hatta hep beraber aynı projelere dahil olmaya falan çalışıyoruz o kadar sevdik birbirimizi. Umarım hepsiyle tekrar karşılaşırım. Bu fırsatlarından dolayı Diyarbakır Çevre ve Kalkınma Derneğine ne kadar teşekkür etsem az kalır. Ömür boyu sürecek arkadaşlıklar ve unutamayacağım kadar güzel anılar kattığı için. İyi ki ÇEVKA diyorum. Umarım ÇEVKA ile başka projelere gitme fırsatım yine olur. Teşekkürler tekrar her şey için.

Betül
Betül
Balıkesir
Türkiye
ÜST