19-28 Kasım St Maarten Projesi

19-28 Kasım St Maarten Projesi

12 Ay Önce

Merhaba, ben Emre Muratoğlu 22 yaşındayım. 19-28 Kasım tarihleri arasında Diyarbakır Çevre ve Kalkınma Derneği’nin üstlendiği Karayipler bölgesindeki Sint Maarten’de gerçekleşen ‘’Capture Nature’’ Erasmus+ youth exchange projesine katıldım. Bu proje benim ilk projem olmasının yanında benim ilk yurtdışı deneyimimdi bundan dolayı yeri bende her zaman bir başka olacaktır. Gitmeden önce herkes gibi benim de aklımda çok büyük soru işaretleri vardı. İlk defa projeye katılan ve ilk defa yurtdışına çıkacak olmamdan kaynaklı ne yapmam gerektiğine sürecin nasıl işlediğine dair herhangi bir fikrim yoktu. Tabii ki Karayiplere gidecek olmak da ayrı bir heyecandı. Sint Maarten’e ulaşmak için İstanbul’dan Paris’e oradan da 9 saatlik bir uçuşla Sint Maarten’e geçiş yaptım. Adaya ilk vardığımızda üzerimizde doğal olarak kışlık kıyafetler vardı ancak resmen kışın ortasından yaza geçiş yapmıştık. Buranın bambaşka bir yer olduğunu ilk havaalanında deneyimledim. Daha sonra bizi havaalanında karşıladılar ve proje deneyimimiz gerçek anlamda başlamış oldu. İlk gün geliş günü olduğundan kalacağımız yere yerleşiyor ve birbirimizi tanımaya çalışıyor yeni arkadaşlıkların ilk adımlarını atıyorduk. İlk gün hepimiz çok yorgunduk ama eşsiz doğası ve bizlerden çok farklı sosyal hayatıyla Sint Maarten bizi çağırıyordu resmen. Tüm yorgunluğumuzu bir kenara bırakıp yemekten sonra adayı gezmeye ve keşfetmeye başladık. Herkes bize çok yardımcı oluyor tüm sorularımıza içtenlikle cevap veriyordu. Çok kısıtlı da olsa adanın bir kısmını gezip oturup yerel insanlarla bir şeyler içme fırsatı elde etmiştik. Güzel bir başlangıç olmuştu bizler için. Sonraki gün hem projenin ilk günü olduğundan hem de yolculuğun vermiş olduğu yorgunluktan dolayı konakladığımız yere erkenden dönüp dinlenmeye başlamıştık. Bundan sonrası gerçekten çok çabuk geçti. Her sabah bir ekip uyanıyor kahvaltı hazırlıyordu. İlk gün biz uyandık ve hazırladık ardından proje resmi olarak başladı ve bu doğrultuda hem birbirimizi çok daha iyi tanımaya başladık hem de projeyle ilgili çok daha detaylı bilgilendirildik. İlk gün etkinliklerini tamamladıktan sonra bir Sint Maarten’de yaşayanlar gibi Pazar günü topluca plaja gidip orada vakit geçirdik. Yüzdük, voleybol oynadık ve yemek yedik. İlk defa orada gerçek bir Karayipli gibi hissetmiştim kendimi. Ardından karanlık çökünce ateş yaktık ve etrafında toplandık. Ateş bizi ısıtmaktan ve ışık kaynağı olmasından ziyade sivrisineklerden korunmamız için bir araçtı. Ateş etrafında geçirdiğimiz saatler sonrası kaldığımız tesisin yolunu tuttuk ve bir günü daha tamamladık. İkinci gün hiking yaptık ve doğayla baş başa kalma imkanı yakaladık dağa tırmandık, balta girmemiş ormanları keşfettik, yürüyerek ülke bile değiştirdik. St Peters’tan başlayan yolculuğumuz adanın Fransa tarafı başkenti Marigot’ta son buldu. Marigot kalesindeki manzara beni bu zamana kadar en çok etkileyen manzaraların başında geliyor. Şuna da değinmek istiyorum adanın Hollanda tarafı yani bizim konakladığımız projenin gerçekleştiği alan daha çok Amerika ülkesi gibi duruyordu. Gerek insanların yaşayış tarzı gerek sokaklar caddeler ve para birimi olarak dolar kullanılıyordu. Fransız tarafında ise gerçekten kendinizi bir avrupa şehrinde gibi hissediyorsunuz. Lüks araçlar, şatafatlı evler bilindik mağazalar. Akşamında tesise döndüğümüzde kültür gecesi vardı. Hem kendi kültürümüzü tanıttık hem başka kültürleri tanıdık. Şanlıurfalı olduğumdan dolayı Göbeklitepe’nin de reklamını yapmayı ihmal etmedim. Sonraki gün natural pool adlı dağların ardındaki doğal bir havuza gitmek için yola çıktık ama ne yazık ki hava şartları elvermedi. Ama o gün okyanusun sonsuzluğuna çok yakından şahit olmuş ve hayatımda ilk kez iguana görmüştüm. Daha sonra günler böyle devam etti. Bu sırada arkadaşlarımızla da daha fazla kaynaşmış birbirimizi çok daha iyi tanımıştık. Tabii ki etkinliklerimiz de son hız devam ediyordu. Çeşitli oyunlar oynuyor, takımlar oluşturup yarışmalar yapıyorduk ve proje konuları üzerinde tartışıyorduk. Gerçekten herkesin yaşaması gereken bir deneyim bence. Bir an olsun sıkılmıyor bir an olsun gittiğiniz için pişman olmuyorsunuz. Hayatımda geçirdiğim en güzel günler arasında kesinlikle oradaki günler. Daha sonra bu şekilde devam ettik. Pınel Adası’na gittik onlarca iguana vardı ve gerçekten kusursuz bir doğası vardı. İguanaların fotoğraflarını çektik yakından inceleme fırsatı bulduk ve tabii ki beslemeyi ihmal etmedik. Sanırım en güzel fotoğraflarımı Pinel Adasında çektim. Daha sonrasında bizlerin kültür gecesinden sonra Sint Maarten kültür gecesi oldu. Lokal insanlar bize ülkeye dair her bilgiyi aktardılar. Geleneksel yiyecek ve içeceklerini tattırdılar hepsi çok leziz çok güzeldi. Yemek demişken kaldığımız tesiste gerçekten çok güzel yemekler yedik. Sint Maarten’de tavuk çok tüketilen bir besin kaynağı ve neredeyse her gün tüketiyorlar. Onun yanında pirinç ve makarna da çok tüketiliyor. Adanın kozmopolit yapısından ötürü birçok kültürü bir çok yemek kültürünü barındırıyor. Veda günleri yaklaşıyordu. Sint Maarten’e ve arkadaşlarımıza çok alışmıştım öte yandan kendi hayatımı ve arkadaşlarımı da çok özlemiştim. Bu ikilemde kalacağımı hiç tahmin etmezdim adadan ayrılacağımda. Gerçekten harika bir deneyimdi bana çok şey kattığını düşünüyorum. Farklı ülkelerden insanlarla bir arada yaşama, onları onların yaşayış biçimlerine şahit olma; yerel insanlarla vakit geçirme bunların hepsi çok güzel deneyimlerdi. İngilizcemin çok kısa sürede geliştiğine de şahit oldum. Sürekli olarak konuşmak gerçekten çok etkiliymiş ilk defa bunu deneyimleme fırsatı buldum. Adadan yanımda çok güzel arkadaşlıklar ve harika bir deneyimle ayrıldım. Son olarak şunları eklemek isterim ki gerçtekten herkesin deneyimlemesi gereken muhteşem bir proje oldu. Umarım daha fazla projelere katılabilirim. Son olarak projeyi özetleyecek olursam baştan sonra muhteşem bir projeydi. Her saniyesini ömrümün sonuna kadar hatırlayacağım. Tüm isimleri bile hatırlıyorum geçirdiğimiz her geceyi yaptığımız her etkinliği oynadığımız tüm oyunları… Bir daha gider misin diye soracak olursanız tabii ki giderim değil bir kere on kere falan daha gidebilirim. Keşke fırsatımız olsa da her yıl tekrarlayabilsek. Tüm arkadaşlarımı gerçekten çok sevdim hepsiyle çok güzel zaman geçirdik. Son sözlere gelirken gerçekten duygulanıyorum. Hayatımın her anında hatırlayacağım bir on gün oldu. Kırktan fazla yeni arkadaş edinmek harika bir duygu. Sint Maarten’den arkadaş edinmek de bambaşka bir deneyim. Arkadaşlarımın hepsiyle görüşüyorum Derneğimizi tüm arkadaşlarıma anlatıyorum. Bu proje için başta Diyarbakır Çevre Kalkınma Derneği olmak üzere ve tüm katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Ve her güzel şey gibi bu proje de bitti anlatacaklarım kelimelere sığmaz ama sığdırmaya çalıştım.

Yusuf Emre Muratoğlu
Yusuf Emre Muratoğlu
Şanlıurfa
Türkiye
ÜST