Karayipler'de geçen muhteşem 2 haftadan sonra sizinle biraz deneyimlerimi biraz da tavsiyelerimi paylaşmak istiyorum. Ben Bora AKGÜL. ÇEVKA ve Erasmus+'ın yapmış olduğu 13-22 Aralık Karayipler projesine katıldım. Projenin amacı 'Çevre Hareketi' idi. Sint Maarten adasına gitmeden önce ada hakkında birçok şeyi araştırmıştım. Gittikten sonra edindiğim bilgileri orada tecrübe etmek gerçekten çok güzeldi. Yaşadığım şehir Edirne’ye göre çok farklı iklimi, toprak örtüsü ve genel olarak yaşadığımız ülkeye göre kültürleri farklıydı. Adada geçirdiğim zamana geçelim. Daha Avrupa’ya 6-7 defa gitmişliğim vardı fakat yurttan ilk defa bu kadar uzağa gittim. Uçaktan ininceye kadar aklımda bir sürü soru vardı oraya gidince ne yapmalıyım beni karşılayacaklar mı gibi. Uçaktan indikten sonra sizi karşılıyorlar. Kaldığımız ve etkinliğin yapıldığı yere kadar götürüyorlar ve gittiğimiz gün ada ile ilgili ulaşım ile ilgili bize bilgi verdiler. Adada ulaşım biraz sıkıntılı. Kaldığımız yer yerel bir bölge ve oradan tek otobüs geçiyor. Ada küçük gibi görünse de gezecek görecek çok fazla yer var. Bu yüzden biz Türk ekibi olarak 12 kişi araba kiraladık ve 1 hafta boyunca adayı enine boyuna tecrübe etme fırsatımız oldu. Ayrıca adada otobüs akşam 7’de bitiyor ve taksi fiyatları gerçekten çok pahalıydı. Kaldığımız yer adanın yerel bir noktasında olduğunu belirtmiştim(ST.Peters). Buradaki insanlar, yerel ama bize yardımcı olan, gerçekten çok iyiler özellikle MAMA. Mama öğlenleri ve akşamları bize yardımcı olan birisi. Pek fazla yemek ayırmıyorsanız ve farklı yemekler seviyorsanız şanslısınız. Gelelim gezilip görülmesi gereken yerlere. Nereden başlasam bilemiyorum. Maho Beach’i dünyanın neresinde sorarsanız sorun çoğu insan bilecektir. Maho Beach, Mullet Bay, French Side sahili ve oradaki Beach kafeler. Hepsi birbirinden güzeldi. Benim en sevdiğim yer Fransız kısmında bulunan ‘Rainbow Beach’ ti. Sahilin güzelliği, suyun temizliği ve oradaki ortamı daha önce hiçbir yerde görmemiştim. Gece hayatına da değinecek olursam adanın Dutch kısmı gerçekten güzeldi. District721 ,Lotus, Mikanos , Moon Club ve salıdan salıya olan latin gecesi. Benim en sevdiğim yer açık ara District721’di ve club seviyorsanız kesinlikle öneririm. Proje kapsamında yapılan etkinliklere de değinmek gerekirse hiking aktivitesi ve Pinel adası gerçekten çok güzeldi. Şahsen hayatımda ilk defa iguana gördüm ve gerçekten farklı bir deneyimdi. Pinel adası St. Maarten adasına çok yakın ve gerçekten çok küçük bir ada. Pinel adasında iguanaları besleyebilir ve gözlem yapabilirsiniz. Adada bana en garip gelen deneyime değinmek istiyorum. Bana en değişik gelen şey Maho Beach’in uçak pisti ile deniz arasında olan kısmında insanlar uçaklar kalkarken ya da inerken fotoğraf çekilmesi. İnerken bir sıkıntı yok ama uçak arkası dönük bir şekilde kalıyorsa dikkatli olmanızı öneririm. Çünkü uçak motorlarının yarattığı rüzgâr kumları öyle bir savuruyor ki havada uçan küçük çocukları görebilirisiniz. Bana 2 haftada yaz yaz bitemeyecek bir sürü deneyim yaşamama neden olan Çevka ailesine teşekkür ederim. Ayrıca adada edindiğim arkadaşlarıma, Norveç ekibine de buradan selam olsun hepsini şimdiden özledim. Başka bir projede görüşmek dileğiyle …..