Diyarbakır Çevre ve Kalkınma derneği Erasmus+ programı Youth United for Cultural Diversity 11-19 Nisan Norveç “İnspiration” dans ve müzik ile ilgili gençlik değişim projesi benim gibi bir dans tutkunu için eşsiz bir deneyim oldu. Aslında ilk projeye dahil olma sebebim dans olsa da bu projeler hep çok daha fazlasını kattı hayatıma. Daha önce hiç olmadığınız bir ülkede, hiç bilmediğiniz bir yerde, hiç tanımadığınız 60 insanla 10 günlük bir deneyim hayal edin. Bu hayatın bir simülasyonu gibi. İlk üç gün keşfetmeye odaklı, heyecanlı ve meraklisiniz. Çocukluk dönemi gibi. Devam eden günlerde size kimin uyduğunu, kiminle sohbet edebileceğinizi, hangi eylemselliklerin sizi beslediğini, hangilerinin sizi çekmediği düşünerek kişi ve alan belirliyorsunuz. Gençlik dönemi gibi. Son 2-3 gün ise yorulmuş olmakla birlikte görmediğiniz, yetiştiremediğiniz şeyleri telafi etmeye çalışırken buluyorsunuz kendinzii. Yaşlılık dönemi gibi. Bu yüzden tam bir yaşam mücadelesi aslında bu 10 günlük süreç. Bu süreçte yaşadığınız yerden uzaklaşıp yeni bir dünyaya girdiğiniz için yaşadığınız yere ve oradaki benliğinize geniş pencereden bakma imkanı buluyorsunuz. İçinden çıkamadığınız, belki anlam veremediğiniz, belki kabul edemediğiniz şeyler; toplumun ve çevrenizin sizden bekledikleri, size yükledikleri; imaj kaygılarınız, oynadığınız rol; büyük çerçevede 'çokta önemli değilmiş' dürtüsüyle karmaşadan kurtulup anlaşılır bir zemine oturuyor uzaklaştığınız bu yerde. Size öğretilen dilinizden,dininizden, renginizden, cinsiyetinizden veya sınıfınızdan kaynaklı ayrılıklar, ayrıcalıklar, üstünlükler veya biriciklik duyguları ve bunların altında ezilen ruhunuz aslında herkesin aynı tanrısal parçacıktan ibaret olduğunu, özde birbirinizden farklı olmadığını öğreniyor. Her şeyin kurgu olduğunu, herkesin kurgusunun farklı dinamiklere dayandığını ama ruhların bu illüzyondaki numarayı gördüğünü ve değişmediğini, aynı kaldığını, gösteriyor farklı yerlerde farklı yaşamlara sahip insanlarla-ruhlarla temasınız. Evren yasadiklarimizdan ve gördüklerimizden çok daha fazlası. Orada hiç denilecek kadar küçüğüz. Ama beynimiz,benligimiz tüm evreni içinde taşıyacak kadar sınırsız, engin. Küçük evren olan bizler büyük evrenin aynisiyiz. Bunun bilincinde olmamız için kendimize yönelmemiz, mikro kozmosu kavramamız gerekiyor. Daha sonra makro kosmosa yönelmemiz, evrenin her yerinde benzer duyguların, düşüncelerin, bizden parçaların var olduğunun bilincine varmamız gerekiyor. Ancak o zaman kurguladığımız yapıların hayatımızı ne kadar sınırladığını, ne kadar küçülttüğünü, ne kadar zorlaştırdığını anlayabiliriz. Çevka büyük çerçeveyi görmemiz, büyük evrene adım atmamız için kolaylaştırıcı bir dernek, yaşamın gördüklerimizden ibaret olmadığını deneyimlemek için bir aracı, çok sayıda insanın somut olarak farklı yaşamlara tanık olmasını sağlayan işlevsel bir yapı. Bu yüzden iyi ki var. Varlığı birçok kolaylaştırıcının doğmasına vesile olsun. Sonsuz teşekkürler.