Kültür, kültürel iletişim, çokkültürlülük üzerine ne kadar okuma yaparsanız yapın çokkültürlü bir ortamda bulunmak ve çokkültürlülükle etkileşimde olmak kadar etkili olmayacaktır. Diyarbakır ve Çevre Kalkınma Derneği’nin 1-8 2022 Ağustos Creative Soluntions İstanbul projesine katılımcı olarak yer aldığım için çok şanslıyım. Kültür kavramı ile derdi olan biri olarak bu proje bende hepimizin bildiği fakat konuşmadığı, görmezden geldiği birçok konuda farkındalık yarattı. İnsanları belli kalıplara yerleştirme (stereotip), diğerleri hakkındaki ön yargılar, cinsiyet, yaş, ırk, din gibi farkların getirdiği olumsuzluklar ve yanlış anlamalar, kültürün dışa kapalı, dışa karşı şüpheci ve katı olması, kendini beğenmişlik ve diğer kültürlere saygı eksikliği ve kültürel empati yokluğundan yoksun olduğumuzu gördüm. Önyargılarından arınamamış, basit kalıplarla düşünmeye devam eden, yerel kabuklarını kırmayıp kendi kültürünü dünyanın merkezine koyarak dünyaya dar bir pencereden bakan insanların, dünyaya açık olmayı esas alan bir çağda özgürce ve barış içinde bir arada yaşaması mümkün değildir. İnsana saygı duygusunun ortaya çıkması adalet duygusunun geliştirilmesi ile mümkündür ve bu duygu ayırım yapmadan herkesin birtakım evrensel temel hakları olduğu ve farklılıklarına saygı duyulması bilincini geliştiren bir eğitimle desteklenmelidir. Diyarbakır ve Çevre Kalkınma Derneği de yaygın eğitimle insanların kendi kabuklarını kırıp, farklılıklara saygı duyulması bilincini destekliyor. ( iddia ediyorum hiçbir eğitim bu kadar eğlenceli, kahkaha dolu ve etkili olmamıştır ). İnsanların kültürel bilinci ve adalet duygusunun gelişmesi bir arada yaşamaya katkıda bulunacak en önemli toplumsal güçtür. Hayatımız içerisinde ötekilerle karşılaşmanın hayatımızı daha anlamlı kılacağı ve zenginleştirici bir unsur olduğu unutulmamalıdır. Kültürler hayatlarını sürdürmede dışa kapanmaları yerine etkileşim içinde varlıklarını daha iyi sağlamaktadırlar. Bu nedenle günümüz toplumları daha iyi bir dünyada yaşamak için gerekli olan değişim gücünü ancak başka kültürlerle etkileşim içerisinde kalarak bulabilirler. Birbirimizi anlama perspektifine bağlı bir kültürel bilince sahip olmanın birlikte paylaştığımız bütün kamusal alanlara olumlu yansımaları olacağı ve farklılıkları tehdit olarak görmek yerine bu farklılıkları hoş görmenin de ötesinde hayatımızı zenginleştirici ögeler olarak hoş bulmanın, bu farklılıkların birlikte yaşamasını sağlayacak güven ve isteği ortaya çıkaracağı açıktır. Bu bağlamda kültürlerarası iletişim sadece yabancılara karşı önyargılı davranışlarımızı kırmak açısından değil, onların da bizim hakkımızdaki önyargılarını değiştirmek açısından da önem taşır. “Zenciliği kötüleyen kadar öven de aynı derecede ırkçıdır” diyor Frantz Fanon. Kimse bir başkasından üstün değil ve fakat kimse bir başkasından aşağı da değil. Sonuç olarak; evet Ukraynalılar Ukraynalıdır, Kürtler Kürt’tür, Türkler Türk’tür, Litvanyalılar Litvanyalıdır. Bu totolojik durumun sonucunda hepimiz sadece insanız. Her insan özel ve biriciktir. Her etnik köken kıymetli ve özeldir ve hepimiz başkaları ile görünür olur, var oluruz. Teşekkürler Diyarbakır Çevre ve Kalkınma Derneği. Bu beşinci projem ve her projede kültür geceleri vasıtası ile birçok ülkenin yemeklerini tattığım için, her projede bütün Avrupa’nın benden daha iyi şemame bildiğini gördüğüm için, insanların benim etnik kökenimden, daha önceki projeleriniz aracılığı ile haberdar olup arkadaşları olduğu için, önyargılarım ile yüzleştiğim için, önyargılarımdan utandığım için, benden olmayan ile birlikte daha değerli olduğumu öğrendiğim için, farklılıkların bir arada yaşamasını mümkün kıldığınız için gönülden teşekkürler.