Bir gün evde boş boş otururken bir hafta sonra İsveç’in sakin küçük bir şehrinde göl kenarında, ormanda yürüyüşe çıktığınızı ve İtalyanlarla birlikte akşam yemeği için mantar topladığınızı hayal edin. Ya da daha kendi kültürünüzü bile tam tanımadığınızı düşünürken her gece farklı kültürlerin danslarını, lezzetlerini deneyimlediğinizi düşünün. 6 farklı ülkeden insanla sahil kenarında ateş yakıp şarkı söylediğinizi, oyunlar oynadığınızı canlandırın. Ütopik gelebilir, ama projelerle imkansız olmadığını bana Çevka gösterdi. İsveç projesi Çevka ile ilk projem değildi, belki workshop açısından en verimli projem de değildi ama o 10 günden bana kalan inanılmaz anılar, dostluklar, kendime kattığım iyi-kötü her deneyim oldu. ‘Eco-entrepreneurship’ adlı projenin ilk 2 günü iletişimimizi kuvvetlendirecek workshoplar ve etkinliklerle keyifli zaman geçirdik. Bunu izleyen günlerde ilgilenmemiz gereken konuya yönelmeye başlayarak her ülkenin konuya yaklaşımını ve konuyla ilgili önerilerini dinledik. Yaptığımız etkinlikler ile farklı görüşleri hem nasıl saygıyla tartışabileceğimi hem de konuyla ilgili eksik taraflarımı görme fırsatım oldu. Her gece kültür geceleriyle, danslarla, oyunlarla eğlendik, kısa zamanda çok şey paylaştık. Önyargılarımızı yıktığımız, dil bariyerini görmezden geldiğimiz, birlikte pişirdiğimiz, yediğimiz, eğlendiğimiz dolu dolu bu projede yer alma fırsatını bana tanıdığı için Çevka’ya ve ekibine binlerce kere teşekkürü bir borç bilirim..