Çok özleyeceğim anılarım var yine. Gülümseyerek hatırlayacağım, anlatmakla bitmeyecek.. 5 farklı ülkeden 50 farklı karakterde insan, hepsi, hepimiz sanki bir puzzle’ı tamamlayan parçalar gibiydik. Stamsund’da, Norveç Denizi'ne açılan küçük koy kenarında, pek çok ahşap evden oluşan şirin bir hostelde rengarenk bir ortam oluşturduk. Doğaya saygıyı, bu konuda en yüksek hassasiyete sahip ülkelerden biri olan Norveç’te, yine doğa harikası olan bu takımadada yaptığımız aktivitelerle öğrenmek inanılmaz bir ayrıcalıktı. Her gün sürprizlerle uyanıp, doğa yürüyüşleri, dağ tırmanışları, müze, sahil, şehir gezileri ve pek çok etkinliklerle unutulmaz deneyimler yaşadık. Reine'nin namının hakkını ne kadar verdiğini gördük gidince. Fiyortlar, etrafı sivri dağlarla çevrilmiş tertemiz sularıyla anlatıldığı kadar güzeldi. Doğanın yeşili bu eylül ayında böyleyse, ilkbaharda kimbilir nasıldır diye hayret ettik. Ve evet, denildiği gibi ortalıkta tek bir çöp göremedik:) Koydaki botlarla suya açılıp ilk kez kürek çekme deneyimi yaşadık. Yıldızların pırıl pırıl parladığı serin gecelerde, hostelin ortasındaki küçük toplantı odasında, solgun sarı-kırmızı lambaların ışığı altında uzun uzun sohbet ettik. Bir de Kuzey Işıklarımız vardı. Projeye katılacağım kesinleştiği zamandan beri içimde bir dua olarak gezinen ama kış ayları olmadığı için göreceğime pek de ihtimal vermediğim.. Ancak o, bütün düşük ihtimalleri alaşağı ederek, tam dört gece görsel şölen sundu bize. Canlanıp da gökyüzünde rengarenk dans etmeye başlayınca hostelimizin arkasındaki küçük tepeye tırmanıp büyük bir mutlulukla izliyorduk. Üç yıldır görmenin hayalini kuruyordum ve diyebilirim ki, hayallerimdekinden daha muhteşemdi... Son olarak; Bana / bize bu imkanı sağlayan Diyarbakır Çevre ve Kalkınma'ya her şey için çok teşekkür ederim. Hayallerimin bu kadar yakınımda olduğunu hissettirdiğiniz için, unutulmaz deneyimler için, tanıdığım o kadar güzel insan ve daha sayamayacağım onca şey için… Bu, gördüğüm en güzel rüyalardan biriydi. Rabia Çakar